İçindekiler
Barselona’nın Eixample bölgesinde, meşhur Passeig de Gràcia üzerinde yükselen Casa Milà, şehrin en dikkat çekici yapılarından biri. Bu sıra dışı bina, sıradan bir apartmandan çok daha fazlasını vadediyor. Antoni Gaudí’nin özgün tasarımı, mimarinin sınırlarını zorlayan bir eser olarak karşımıza çıkıyor. Gelin, modernist mimarinin bu önemli örneğinin hikayesini birlikte inceleyelim
Casa Milà: Bir Vizyon ve Tartışmanın Hikayesi
Casa Milà’nın hikayesi, 1906 yılında başlar. O dönemde Barselona’nın zengin burjuvalarından Pere Milà ve eşi Roser Segimon, Passeig de Gràcia’da yeni bir ev yaptırmak ister. Dönemin en ünlü mimarı Antoni Gaudí’yi seçmeleri, Barselona’nın siluetini sonsuza dek değiştirecek bir karar olur.
Neden “La Pedrera”?
Casa Milà, halk arasında “La Pedrera” (Taş Ocağı) olarak da bilinir. Bu lakap, binanın dalgalı taş cephesinden gelir. İnşaat sırasında, Barcelonalılar bu sıra dışı yapıyı bir taş ocağına benzetmişler. Başlangıçta bir alay konusu olan bu lakap, zamanla sevgiyle anılan bir isme dönüşmüş.
Gaudí’nin Vizyonu: Doğanın Mimarlığa Yansıması
Casa Milà, Gaudí’nin doğadan ilham alan tasarım anlayışının zirvesidir. Binanın dalgalı cephesi, sanki rüzgarla şekillenmiş gibidir. Gaudí, yapay hiçbir şey kullanmak istememiş, her şeyi doğanın formlarına uygun tasarlamış.
İç ve Dış Mekanlarda İşlevsellik ve Estetik Bir Arada
Casa Milà’nın iç mekanları da en az dışı kadar etkileyicidir. Gaudí, her detayı özenle tasarlamış. Örneğin, iç avlular sadece ışık ve hava sirkülasyonu sağlamakla kalmaz, aynı zamanda birer sanat eseri gibidir. Renkli duvar resimleri ve oymalı taş işçiliği, ziyaretçileri adeta bir masal dünyasına götürür. Casa Milà’nın çatı terası, benim için binanın en etkileyici kısmı. Bacalar ve havalandırma boşlukları, Gaudí’nin elinde birer heykel haline gelmiş. Bu figürler, kimi zaman bir savaşçıyı, kimi zaman bir hayvanı andırır. Terastan Barselona manzarası ise nefes kesicidir.
Casa Milà’nın Zorlu Yılları ve Yeniden Doğuşu
Casa Milà’nın hikayesi her zaman pürüzsüz ilerlemedi. İnşaatı sırasında Pere Milà ile Gaudí arasında sık sık anlaşmazlıklar yaşandı. Hatta bir noktada Gaudí, projeyi bırakmayı bile düşündü.
İç Savaş ve Sonrası: İspanya İç Savaşı sırasında bina zarar gördü ve uzun yıllar bakımsız kaldı. 1984 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınmasıyla birlikte, Casa Milà’nın kaderi değişti. Kapsamlı bir restorasyon çalışması başlatıldı ve bina eski ihtişamına kavuştu.
Günümüzde Casa Milà: Yaşayan Bir Müze
Bugün Casa Milà, hem bir müze hem de yaşayan bir apartman. Üst katlar hala özel mülk olarak kullanılırken, alt katlar ve çatı terası ziyaretçilere açık. Casa Milà’yı ziyaret etmek, adeta bir zaman yolculuğu gibi. Görsel şovlarla desteklenen turlar, Gaudí’nin dünyasına derin bir bakış sunuyor. Özellikle gece turları, çatı terasındaki heykellerin dramatik aydınlatmasıyla unutulmaz bir deneyim yaşatıyor.
Casa Milà’yı Keşfedin
Casa Milà’yı ziyaret etmek isteyenler için birkaç önerim var. Öncelikle, biletlerinizi önceden almanızı tavsiye ederim. Özellikle yaz aylarında uzun kuyruklar oluşabiliyor. Audioguide hizmetinden mutlaka yararlanın. Binanın her köşesindeki detayları ve hikayeleri öğrenmek, deneyiminizi daha da zenginleştirecektir.
Casa Batlló popüleritesi yanında daha az dikkat çekici olduğu kesin ancak Barselona’ya gelmeyi planlıyorsanız bu yapıyı gezi listenize mutlaka ekleyin.
Casa Milà
İnternet Sitesi
https://lapedrera.com/en
Ziyaret Saatleri
Hafta içi: 09:00 / 23:00
Hafta sonu: 09:00 / 23:00
Adres
Pg. de Gràcia, 92, L’Eixample, 08008 Barcelona
